Özlemişim sizlere yazmayı ama babaannemin ayağı kırıldı,babam rahatsızlandı,araya ramazan ayı girdi,bayram telaşı,fırsattan istifade bayram tatili derken aylar olmuş yazmayalı...Ama neyse ki birçoğunuzun hasretini çekmez oldum.Telefon konuşmaları,sms ler,mail ler,sanal alem sohbetleri derken yine hep bir aradaydık...
Hep yineliyorum ve yinelemekten bıkmak bir yana keyif alıyorum.Yazma hevesi ile katıldığım blog alemi bana öyle güzel dostlar kazandırdı ki eğer büyümek diye birşey varsa birlikte büyüyor birlikte tecrübe ediyoruz hayatı.Kimi zaman kırgınlıklar da yaşıyor ama esasen güzellikleri paylaşıyoruz.Çünkü sanal aleme yakışmayacak kadar gerçeğiz artık:)Seviyorum sizi canlar :)
Bu arada evini taşıyanlarınız,göç edenleriniz,yeni bebek sahibi olanlarınız,acı olaylar atlatanlarınız oldu.Yazmaya vakit ayıramadıysam da sizi takip etmeye,acı tatlı her duygunuzu paylaşmaya devam ettim.
Tam burada Haydar Ergülen in bir şiirini anımsadım
" ...
Gözlerimizi uzaklıklar değil ki yalnız,
Göze alamadığımız yakınlıklar da acıtır
... "
Mesafelerin ne önemi kalır ki gönüller birbirini yakın gibi gördükçe...Babamın rahatsızlığında gün hatta saat sektirmeden arayan dostlarım oldu.Umudunuz yorgun bir kuş gibi çırpınırken bir dost eli gelip kuşa yön veriyor ve siz yalnız olmamanın güzelliğini bir kahvenin telvesine közde eklenen lezzet misali derinden hissediyorsunuz.
Her gün biraz daha yaş almak ve her gün biraz daha büyümek hakikaten aynı şey değilmiş.Yaşadığımız küçük büyük herşey bir yön veriyor hayatımıza...Olgunlaşmak değil de büyümek diyorum ben buna ve artık korkmuyorum ne büyümekten ne de yeni ufuklara açılmaktan...
Yaş otuz oldu olacak...Otuza yaklaştığım son birkaç yılda;yeni bir uğraş bulma fikrine kapılırsam ya da bazı fırsatlar çıkarsa önüme;niye bilmiyorum ama birden "bizden geçti" , "bu saatten sonra mııııı" , "ne işe,ne işime yarar kiiii" gibi anlamsız olduğunu henüz kavradığım fikirlere kapılırdım.Yirmili yaşlara adım atarken ne kadar şıpsevdi isem hobiler konusunda ve ne kadar sever isem daldan dala atlamayı ve ne kadar güvenirsem aynı anda bir koltukta onlarca karpuz taşıyabileceğime...Yirmilerin ortalarında bir o kadar boşverir oldum hayata lezzet katan tüm uğraşlara,hele ki yeni birşeylerle uğraşma fikri çok uzak kalmaya başladı bana.Bu garip tutumum eminim ki birden çok yoğunlaşan iş hayatı ve çalışma saatlerinin sosyal hayatı kısıtlamasından kaynaklandı.Neyse ki merakım baki kalmıştı ve akıllı telefonların devreye girmesiyle ben artık bir google amca sever olmuştum:)) Yıllarca kitaplığın en üst rafındaki ağırca ansiklopedilerden bile araştırma yapmaya üşenmeyen ben elbette parmaklarımı oynatarak avucumun içine düşen dünyayı;daha çok öğrenmek,daha çok anlamak ve merakımı bastırabilmek için,doğru,yanlış kaynak ayrımını yaptım ve her duyduğumu her gördüğümü pervasızca araştırdım.Bu araştırma merakım ve tüm miskin zamanlarımda dahi okumaktan vazgeçmeyişim kendimi tüketmeme engel oldu galiba.ne mutlu bana...Neyse yine nerden nereye geldi laf :))
Diyordum ki;aştım bu saçma sendrom mu kompleks mi her neyse işte onu...Anladım ki Allah ömür verdikçe daha yapacak çok şey,yaşanacak çok gün,tanınacak çok insan ve elbette öğrenecek çooooook şey var.Dostlarımla yaş kıyasım olmadı hiç.her daim her yaştan dostum olmasının keyfini yaşadım ama yaşı benden büyüklerle sohbet etmektense hep ayrı bir keyif aldım.Ve anladım ki birileri büyümekten korkmayacaksa bunlardan biri asıl ben olmalıyım :)Çünkü bu korku hayatı hızlı yaşamak isterken tam tersi yavaşlatmanızı sağlıyormuş meğer.Mesela ben senede en az 150 gün düzenli yürüyüşe başlamaya karar veririm ve hergün düzenli kahvaltı etmeye ve yapabildiklerimi yetersiz bulup daha da sağlıklı beslenmeye ve yeni bir dil öğrenmeye ve stk lara vakit ayırmaya v.s.,v.s., v.s.... hem de yıllardırrrr ama bu boşvermişlik hissi hepsinin önüne geçiyor ve siz tam bir miskine dönüşüyorsunuz ve onu mu yapsam bunu mu yapsam şunu mu yapsam derken hiçbirini yapmadan günleri tükettiğinizi farkediyorsunuz.Tükenen her günün eksilen bir takvim yaprağından fazlası olduğu muhakkak...o yüzden takvim yapraklarından giden gitti kalanlar bizimdir :))))
not:30 yaş la ilgili bir resim bulmak isterken internette,yine bir blogger arkadaşın sayfasında gördüm ve oradan kullandım.teşekkür ederim Turta Tadında :)takvim resmini ise bilgisayarıma daha önce yüklemişim ama sanırım onu da netten bulmuş olmalıyım :(
Baktım olduğum yerden geriye dönmenin imkanı yok ne kadar dert edersem edeyim,bende erken kapıldığım şu sendrom halinden çıkayım bari dedim.Yeniden fotoğraf makinemi yanımda taşımaya başlayayım,yeniden hayaller kurayım (hatta olmayacağını sandıklarım için bile Türk filmi senaryoları yazayım kendimce:) ) , kimse sevmezse sevmesin ben yine mektuplar yazayım,kartlar atayım,başkalarının hayatına anlam katmaya çalışırken kendi hayatımı anlamlandırayım.Yeni insanlar tanımaktan korkmayayım yine ve onlarla hayatın bambaşka yüzlerini paylaşmaktan...
Birlikte yaşamaya,birlikte öğrenmeye ve hayatı paylaşmaya tam gaz devam...
Hayat çok güzel,yaşamayı bilirsen eğer...Hayaller herşeyimiz ama mucizelere hiç gerek yok.Çünkü her hayatın kendi içinde öyle çok güzelliği var ki...Rabbim dermansız dert vermesin,her sıkıntı aşılır ve her gecenin bir sabahı elbet ki vardır...
not:30 yaş la ilgili bir resim bulmak isterken internette,yine bir blogger arkadaşın sayfasında gördüm ve oradan kullandım.teşekkür ederim Turta Tadında :)takvim resmini ise bilgisayarıma daha önce yüklemişim ama sanırım onu da netten bulmuş olmalıyım :(
30 bir dönüm noktası,biraz kapl kırıcı biraz zor bir eşik .biraz kadınım ben kadın dedirten biraz ama çocuktum daha söylemini dillendiren ,biraz uzak yıllar öncesinden biraz tanıdık annemizin gençliğinden.ama en doğru yaş bilesin.en tamam dediğin yaş.en hakiki kararları alacağın yaş.
YanıtlaSilhuzur getirsin sağlık getirsin her şeyden önce.gerisi çorap söküğü bacım:)
öperim...
haklısın sanırım,sahiden neyin ne olduğunu ve yaşamın değerini gerçekten anlamak için bir dönüm noktası...hakiki kararları almaya başladım bile galiba.teşekkür ederim.sevgilerle...
Silyeni yaşın hayırlı uğurlu olsun bende 30 olunca hüzünlenmiştim:)aslında takmamalı rakam mı değiştirecek bizi,hala çocuğum işte hala genç 33 bitmesine şurda bir kaç ay varken hemde:)
YanıtlaSilssevgiler saygılar efendim:)
benim de 30 olmama var daha biraz ama o moda erken girdiğimden erken de çıkıyorum galiba hayırlısıyla :P hala çocuğum hala genç !!! işte bunu sevdim Bigom :))sevgiler,saygılar bizden...
Silnefis yazmışsın.
YanıtlaSilbilge gibi.
bi de geçmiş olsun yaz rahatsızlıkları için.
Derinim sende yine mest ettin yine beni kısacık ama samimi olduğunu bildiğim yorumunla.teşekkür ederim...
Sil