12 Şubat 2011 Cumartesi

aaaa sevgililer günü gelmiş:))miş:)miş miş miş:((

yine içimiz açıldı,her yerde kırmızılar...ve herkesin hediye paketine iliştirilmiş bir not:seni seviyorum...madem o kadar seviyorsun niçin kişiye özel! bir iki cümle yazmayı denemiyorsun...kendince,hatta saçmalayarak...hatta devrik cümlelerle...gerçekten sevdiğini ispatlayacak kendinin olan saçmalamalarla...yok hayır ne mümkün...ben demagoji yoluyla hediyeleşerek ticaret oyunlarına alet olmanın ötesinde bu duruma biraz takılmış durumdayım.iyi ya seviyorsun,sevgililer günü denen mereti de sevgini göstermek için bahane ediyorsun.e o zaman niçin üzerinde kişiye özel düşünülmüş bir hediye ve kişiye özel bir not değilde standart parfüm,gömlek,ayıcıklar,yastıklar alıp herkes gibi seni seviyoresin...insan birini sevdiğinde herkesi sevdiği gibi,herkesin herkesi sevdiği gibi mi sever...hiç mi özelliği yoktur sevdiğinin,hiç mi diğer herkesden farklı bir tarzı,ilgi alanı,sevdiği,beğendiği yoktur.gözüne sokularak verilen paketin alt yazısı"amaaan sonra başıma kakmayasın diye aldım işte,al hayrını gör,seni seviyorum da yazıyor işte,daha ne isteyeceksin" ise  bir anlamı varmıdır.hoş o ilişkinin bir anlamı varmıdır o ayrı mesele.biz gelelim aslolan meseleye...



günlerdir bağırılıyor ortalıkta...bilboardlar,cıngıllar,reklamlar...sağır sultan duydu,biliyor yani,ama gel gör ki hala orada burada birbirine nameler yaparak hatırlatmalar geçenlere rastlıyorum.işin acı tarafı hatırlatan taraflarda belli ki bahsettiğimiz klasik hediye ve klasik seni seviyorum a bile razı...önemli olan hem ele güne böyle acizce sevgi ispatlamak,hem de "bu diyardan gitmiyor,deveyide güdüyoruz işte" mantalitesine kendini kandırarak devam edebilmek için yeni sebeplere kavuşmaktır.
sevmek çok zor birşey mi ki...seviyormuş gibi yapmak daha zor değil mi...yoksa bizim bildiğimiz sevmekle diğerlerinin ki farklı mı...köşe başındaki marketin önünde buluştuğumuz her gün sevgililer günü benim için,cebinden çıkarıp gösterdiği her eti cin bisküvi:)) sevgililer günü hediyesinden güzel,yanındaki gülümseme reklamdaki slogan gibi paha biçilemez:)bu kadar kolayken sevmek muş gibi yapmak yormazmı insanı...bence muş gibi yapmaklar yorduğundan gücü kalmıyor insanların ne sevgiliyi hakikaten sevmeye ne de diğer insanları...fırında ekmek alıp bozuk parayı kasaya doğru fırlatıp ya da markette camları silen çocuğun suyunu devirip sanki deviren o değilmiş gibi tek kelime etmeden çekip giden,metroda arka koltuktaki ufaklık saçıyla oynarken dönüp bir gülümsemek yerine saçlarını savurup yana çeken,yaşlı bir teyzenin poşeti yırtılıp aldığı domatesler saçıldığında domatesin hemen yanına basan ama asla oralı olmayan,iş arkadaşı bir operasyon geçirip işe döndüğünde bir geçmiş olsun demeye gerek duymayan,komşusu ortalarda görünmeyince asla sıhhatinden meraklanmayan ve artık akrabaya,anaya,babaya bile hal hatır sormayı lütufdan sayan insanlarla birlikte yaşıyorken ne bekliyoruz ki...bırakalım da bari en azından muş gibi yapsınlar...öğretilebileceklere bile kapalıyken yürekler,sevmek öğretilebilir değil ki...muş gibi yapanlara bile muş gibi yapmamanız dileğiyle...birgün olurda sevgi! günü kutlanırsa işte o gününüz kutlu olsun...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

"bâki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş..."